20 Aralık 2013 Cuma

Ebe Sobe... En Uzun Gece...

Önüm arkam sağım solum ebe sobe.

İki durak arası mesafeler çok olmuş, daha fazla istasyon olmasına rağmen...
Çok kaçan eğitim olmuş buraya uğramadan.
Olsun. Ebe sobe.
Niyesini konuşasım var aslında ama,
diyeceğim o ki bu gece mevzu başka.

21 Aralık 2012...
Yılın en uzun gecesinin hakkının verdiğimiz tarih.
Seneyi devriyesi.
Şimdi eğitimdeyim desem şaşırmayız hiç birimiz ya,
Sanki biyolojik ritm özellik hatırlatmak istermiş gibi bana,
Halen uykum gelmedi.

Şimdi 21 Aralık 2013...
Yılın en uzun gecesinin hakkını dolu dolu verdiğimiz o günü
hatırlamanın burasıymış yeri...

Az olanlarla ne kadar çokmuş, ne kadar çokmuşuz, ne kadar güzel.
Bir yanım kadim orman bir yanım dipsiz uçurum oldukça,
Durabileceğim en iyi yer, şükürle isyan arasındaki o ince çizgi.

Bırakıp gitmeyin beni,
Gittiğinizde arkanızdan kalan sade dipsiz bir uçurum hali.

Ördekler Toplumsal Cinsiyet Eğitimi 

19 Mart 2013 Salı

Şimdi değil de ne zaman?

Alışkanlıklarım kötü olduğundan değil, yetmediğinden ama...
Yelken açacaksam uzaklara alışmam gerekmez mi her türlü tanımadığım zorluğa?

Sığındığım kuytu köşelerden, kendi sakinliğimden ve ritmimden çıkmak için, uzaklar için içimde bastırıp susturmaya çalıştığım, daha erken diye uyuttuğum hislerin peşinden gitmek için ne zaman hazır olacağım? Hazırlığı var mı bu işin? Kendini güvende ve korunaklı hissederek uçabilir misin uzaklara? Belki, leylekler gibi...

Alıştığım savunma sistemlerinin yetmeyeceği kadar uzaklar için, şimdi değil de ne zaman?

Enter! 2 - Access to Social Rights for Youth Workers

23 Şubat 2013 Cumartesi

Bilmiyorum

Düştüğüm yerin neresi olduğunu bilmiyorum bazen... 
Niye bitmeyen bir mücadele içinde olduğumu kendimle, kendime ağır gelen şeyin ne olduğunu... 

Bu bünyemde taşıdığım zaman zaman yük olup içimde ağırlaşan şey ve zaman zaman ruhuma, bedenime iyi gelen, hafifleştiren, hız katan ve anlamlandıran şey aynı şey mi diye düşünüyorum. Her ikisi de benzer süreç ve ortamlarda ortaya çıkan ve illaki ya biri ya diğeri olan.. 

Kaç kere bu düğümü çözmek için niyetlenip adımlarıma yön verdiğimi, benzer çukurlardan kaç kere çıkmayı başarıp yeniden düştüğümü, bu dönüşen hissiyatın ağırlığı ile kaç kez sanki ilk kez tanışır gibi yorulup yoğrulduğunu düşünüyorum. 

Şimdi, yıllardır hep burnumun dibinde olan ama uzağında durduğum bir hikayenin içine girmeye çalışırken, hayalle gerçeğin karıştığı yerde kendime yüklediğim yeni sorumluluklarımla var olmaya çalışıp bir yandan da bu varlığı nasıl inşa ettiğimi düşünürken yine bir ağırlığın hissiyatı içindeyim. 

Bu defa, sanki biraz daha artık tek başıma kotarabileceğim yerlerden çıktığımı hissetmenin de bir ağırlığı var, ya da artık güvenim bu tanımsızlıktan beni çekip çıkarması için yardım isteyebilecek insanların yanımda olmasından... 

Ya yeni bir sus, ya yeni bir es ya da yeni bir nefes olacak bu istasyon. 

14. Anahtar EE, 
Adrasan'13 
25 Şubat -  3 Mart