30 Aralık 2012 Pazar

Yeni Öğrenme...

.... hedefim hayvanlarla ilişkilenmek.

"Hayvanlardan korkuyorum ama onların sakini olduğu bir yaşam alanına ortak oluyorsam da varlıklarına saygı duyar, onları rahatsız etmeyecek şekilde kendime korunaklı alanlar yaratarak bir arada olmayı sağlayabilirim" düzeyinde olan hayvanlarla ilişkim bir süre önce içten içe varlığını yadsıyamamaya başladığım hayvan sevgisinin bazı arkadaşlarımın da desteği ile hayvanlarla bir araya gelmem üzerine bir adım ileri gitmiş idi...

Ama tam olarak hayvanlarla ilişkili olduğumu söyleyemezdim.

Şimdi, kendiliğinden gelişen bir takım etkenlerle beraber hayvanlarla ilişkilenmenin peşindeyim. Yeni yılı karşılayacağım tatilimin informal öğrenme hedefi olurlar kendileri..

Dün akşam korkudan titreyen bir keci yavrusunu kucaklayarak sakinleştirmek, geceyi bir kedi ile paylaştığım bir odada uyuyarak geçirmek, kapımda şirinlikler yapıp kapıyı açınca üstüme atlayan bir kuçik ile güne başlamak ve bu satırları kucağımda bir başka kedi ile yazıyor olmak bana hiç de fena ilerlemediğimi söylüyor.


22 Aralık 2012 Cumartesi

Eşik...

304 - 307.. eşik, kapı, yol...

git, git, git, git....

çaaat!

Sus-tur. Duy, dinle...

git, git, git, git...

Gel.. Kal. Gitme zamanı gelene kadar...

Yine...

Yılın ilk karını yine Family'de karşıladık.
2009'dan 2010'a geçtiğimiz kış gibi...

Yine, aynı şey yoktur... Tabula Rasa.
Yeni olansa, çekici ama zor.

V.GvSH Eğitmen Eğitimi

8 Ekim 2012 Pazartesi

Beklentiler

ne kadar da gerçek ve önemliymiş meğer! Ayma hali içinde ayma...

Ayık olmayı beklersen kendinden...

3 Ekim 2012 Çarşamba

Ayma hali...

Aylardır çektiğim karın ağrısının kelimesini buldum bugün; baskı...

Yönü, şiddeti, etkisi, ögelerinin hepsi koca koca ağırlıklar küçücük ayma anında. Midemde toplanan hislerin yarattığı öğürme, kusma arzusu da yanında...

2009 yazından sonra 2010 kışına dönüyoruz, yerle bir eden dengesiz bir yazdan sonra güçlü bir kışta aklımın başıma devşirildiği... Bana ne yapıldığına ve ne olduğuna benim izin verdiğim meselesi...

Şimdi, dahası da var biraz... benim nası bi ihtiyaçlar o karın ağrısını yaşatsın diye bana birilerini görevlendirdiğim hayatımda. ve kendimden habersiz debelenmeler, hem de kendini çok ne yaptığını, ne istemediğini bilir sanıp da...


Genç Kampüs Eğitimi, 
Kadıköy/Rıhtım

5 Ağustos 2012 Pazar

Kadınlarla Toplumsal Cinsiyet Eğitimi'

ne başlarken yavaştan...

sıfırdan biraz önce içimde büyüttüğüm hisler yok olmuş değil... ama dahası da yüklendi üstüne. Eklendi demek zor, çünkü biraz yüklendi bu sefer.. biraz bağımsız mevzudan, ya da aksine tam da mevzu ile ilgili...

Bir dönüm noktası olduğunu biliyorum... Tamam mı devam mı eşiği gibi düşündüm ilk anda, ama farkettim ki sonra içimde bitmeyecek bir mevzunun tamam mı devam mı hesaplaşmasını yapamam... Mekanları, kurumları, insanları belki ama mevzunun kendisini değil...

Büyümenin başka hali yaşadığım sancı... Evet içim çok acıdı, acıyor.. Ama kendime sahip çıkıp, küçüklüğümden güç almayı şimdi başarmam gerekiyor. Gözü kapalı, kulağı sağır yaptığım pek çok şeyi; şimdi bugün burada görmem, duymam gerekiyor.

Yani, yol nereye gidiyor elbet durup bakacağım... İnandığım yerde kalabilmek için de kendimle savaşacağım. Göz yaşı güçlendirir, boğazdaki düğümlerde besliyordur belki... kim bilir....


21 Haziran 2012 Perşembe

0'dan biraz önce

Yeni bir eğitim hazırlığına hazırlanıyoruz... 
Bu ikincisine vesile olan ilkinde, çokça karışıp dolaştığım, daha önce görmezden geldiğim duvar diplerinde öğrendiğim, hatta sanki hayatımda bir rutinmiş gibi hissedip davrandığım pek çok şeyi ilk kez yaptığım... Zor hissetmiştim, konuyu modülle eşleştirememiş; içini, dışını, yanını, berisini kavrayıp anlamlı yorumlamakta beceriksizleşmiştim. Güzel bir şeyler olmuştu, olmuştu yani de tam olarak ne nasıl oldu diye sorsanız anlatamam ya hani, öyleydi işte. 

Şimdi... yine önemi çok ve büyük, niyetlerinden ötürü. Kendimden yana bir edecek bir lakırdım yok, olanlar bu aralar ki genel ruh halimle ilgili. Yakınlığım ve umudum da çok ve beklentilerim çok daha diğerkamlık hali ile ilişkide. 




14 Mart 2012 Çarşamba

Değişim...

Peki sen, biliyor musun ki bir eğitim koordinatöründen çok daha fazlasın...


içine girsem çıkamam, girmeden de duramam...

Uzun zaman oldu uğramayalım, niyedir bilmiyorum ama elim pek varmadı. Belki eksiği, belki fazlası vardı...

Sebebi ziyaretimi adlandırmak zor, bazı şeylerin cevabını ben de bilmediğimden anlatamıyorum.

Şimdi yine, bu blogu ilk açtığım odada çalışıyoruz, 307. Ekipte, eğitimde farklı, Beyaz Şapkalar projesinin ilk ulusal eğitimine hazırlanıyoruz.

Bu aralar havalar biraz eserekli, değişim evrelerindeyiz rüzgarların. Kuşak değişimi var, her ağacın verdiği meyve de değişiyor olgunlaşıp büyüdükçe.

Ben hala, aynı ağacın meyvesi hissediyorum kendimi, biliyorum ki o'yum zaten. Duam ve çabam, tohumlarım meyve verecek kadar gelişir de düşerse toprağa diye....

İçine girsem çıkamayacağım ama girmeden de duramadığım bir dünyanın eşiğinde, varlığını bilir ama sanki yokmuş gibi davranır bir haldeyim. Bu günlerde içinden çıkamadığım kafamı duvarlara, merdiven kapaklarına, odaların kapılarına vurduğum ve çaresiz hissettiğim içinde dolanıp durduğum karanlık odaların içinde, ışık olan, dışarıdan içeriye ait temiz havayı getirmeyi başaran, nefes veren -nefes almak için soluklanmak gerektiğini hatırlatan- aynı ve benzer ruhlar olurken, içinde boğulduğum çelişkinin kararlılığı ve anlamlılığı beni ayakta tutan şey oluyor galiba, burada kalacağım dedirten...