28 Mart 2011 Pazartesi

Diyeceğim...

Esas diyeceğim, nasıl söylenir bilemediğim.

Dün Beyazıt eğitimini bitirip üzerine de değerlendirmeyi yaptıktan sonra, oturup biraz sohbet ederken yoldaşlarla, düşündüm ki, şimdi bizim gibi iki ekip daha var sivasda ve izmirde, bir yandan da kocaman bir ekip yola koyulma telaşındalar şimdilerde.
Niye uğraşıyor ki bunca insan...
İnanmamak mümkün mü niyetlere, bizi bir araya getiren değerlere...

Diyeceğim o ki, söylemesi zor işte.

Tarih ve Tekerrür:)

Tarih tekerrür etti:) Bu sefer de sıfırda kaldık, gelemedik yediye:) Ama belki geçen sefer verdiğim sözlerin üzerine, bu sefer bir kaç kelam girer araya, biraz tamamlarız.

7 Mart 2011 Pazartesi

Sıfırdayız :)

Bu gün çoğaldık:)

Rahat bir başlangıç yaptık, şimdilik her şey rahat rahat yetişiyor, hatta biraz fazla yetişti gibi:)

Kalabalık, yeni ama tanıdık bir yemek yedik bu akşam. Gördüğüm her yüzü sevdim, yeni yüzler görmeyi sevmek, iyi hissettiriyor bana, anlamlı ve güzel.

Şimdi, sıfırdan bire doğru hareketimiz. Sıfırdan sonsuza...

6 Mart 2011 Pazar

" Uçarrr Tekmee" ile yetinmeyip kendini daima geliştiren ALper panpaaa "Uçan Adam"a terfii etti.

Çok derin tartışmalar var, Kampanya mı Savunuculuktan; savunuculuk mu kampanyadan çıkar? Horozu düşünen yok!

Ayrımcılık koca bir günümüzü yedi vallayi! Ama güzel bir method ile 'yeniden sahnelerde' olicik işallah çufçuf insanları.

Dün akşam odaya giderken resepsiyon abi beni elimde bilgisayar ve hatrı sayılır bir ağırlık yapan defter kitap yığınıyla asansörün önünde kitledi. Önce Toplum Gönüllüsü Gençlerin ne kadar düzenli efendi gençler olduklarını anlattı, anahtar EE deki gençlerin hiç birinin öööyle sokaktaki gençler gibi lmadığı anlattı. 'siz seçerek alıyosunuz tabi buraya bunları, iyi seçiyosunuz demekki dedi'. Sonra ne kadar çok çalışıp ammaaa az uyuyosunuz maşallah iyi dayanıyorsunuz turu başladı. Ama asıl anatmak istediği, dedesinin Kazım Karabekir'in paşalarından olması, babasının darbeci paşa olması, vakti zamanında babasının bilmem nerdeki bilmem kaç bin Rum'un evini yakmakla tehtid edip kıbrıs savaşının çıkmasını engellediğini, kürtleri bi yere toplayıp ateşe vermek gerektiğini filan anlattı.
Teyze terliklerimi adamın kafasına fırlatmak ya da fırlatmamak, işte bütün mesele bu diye düşündüm. Fırlatmadım.
Bitti.

5 Mart 2011 Cumartesi

Ufak Ufak....

Doğaya hayran ola ola, güle eğlene bir yolculuktan sonra "balo suiti" olan çalışma odamızdayız. Manzara şahane, Şile yine cömert.
Dinlence, yimek ve hedeflerle başladık ufaktan.
Otelin önünde şirin bir köpecik var:)

Biraccık heyecanlıyım:) ya siz?
Güzel olsun.